6 Nisan 2012 Cuma

Nev-i şahsına münhasır zeytin ağacı ve zeytinyağı...

Çekirdek aile diyorduk kendimize falan ama 5 kişiydik, üstelik misafiri de bol bir aileydik. Bu sebeptendir ben kalabalık sofra severim, öyle tek başına en lezzetli yemeği de yiyecek olsam, olması gerektiği şekilde keyif alamam, yemiş olmak için yemiş gibi hissederim. Masa dediğin kalabalık olacak, yemek dediğin şen şakrak muhabbetle yenilecek, tadı damağında sohbetiyle kalacak, unutulmaz olacak... Meryl Streep’in başrolünü üstlendiği Mamma Mia’daki düğün yemeği sahnesi mesela en büyük hayalim, 20-25 kişi bir masada, herkes ayrı telde ama aynı muhabbette, afiyette... Yemekler üstelik bize de yakın Ege tadında, zeytinyağı baş tacı o sofrada da!

Nereden nereye! Bir zeytinyağı tattım kalktım karşı kıyıya vardım, oradan hayallere daldım. Ama sebebi yağın da içinde saklı. Adı “Sonsuzluk”, hikayesi ise ölümsüz zeytin ağacı misali eskiye dayanıyor , ta Yunan filozof Pisagor'a kadar varabiliyor. Pisagor’a göre rakamların hepsinin birer simgesi var. Buna göre “bir” rakamı önsüz ve sonsuz olmasıyla Tanrı'yı ifade ediyor ve 1 ile 1 yan yana geldiğinde sonsuzluğa açılan kapı oluyor. Malumunuz hiçbir tanesini bir ötekine benzemez nev-i şahsına münhasır zeytin ağacı da yeryüzünde sonsuz olmasıyla biliniyor. İşte bahsedeceğim yağın adı buradan doğuyor.

Marka olanından, imalattan halka köy pazarlarında satılanına kadar çok yağ içtim, azı yer etti damağımda; Mardin ve Ayvalık’tan sonra Mudanya yöresinden toplanan zeytinlerin taş baskı yöntemiyle zeytinyağının en saf haline dönüştürüldüğü XI.XI Sonsuzluk da artık yer edenler arasında... Kıvamı yoğun, rengi göz alan cinsten bir sarı, insanın dilini yakmıyor, buram buram zeytin kokuyor sanki yermiş gibi hissettiyor...

Geçtiğimiz haftalarda Chef’s Table’da tanıştım Nazlıgül Ünal ve Aslıhan Yıldırım’la, kendilerini zeytine adamış iki kız kardeş, sevgi ve emekle ağaçlarını büyütmüşler, aslına uygun bir şekilde eski bir yağhaneyi restore etmişler, yağ düşkünü Ege, Akdeniz ülkelerini gezmişler, işin alaylılarını da yanlarına alıp kolları sıvamışlar ve XI.XI Sonsuzluk’u yaratmışlar. Detaylar için sitelerini ziyaret etmenizi ve artık markette gezerken raflarda Sonsuzluk’u aramanızı öneririm.

Konumuz sonsuzluk olunca, Serkan Bozkurt sonsuz tat arayışında yine damak zevklerimize hitap edecek şekilde sınırları zorladı. Hep birlikte salata yaptık ama alışılmadık, salataya katması cesaret isteyen malzemeler ile renklendirdik. Bakın bakalım bana hak verecek misiniz?

Sonsuz Salata için malzemelerimiz;

  • 1 paket meskülen salata
  • 1 dilim ananas
  • 1 dilim mango
  • ¼ nar
  • 1 tatlı kaşığı damla bitter çikolata
  • 4-5 adet altın çilek
  • 2-3 kuru erik
  • 3-4 iç ceviz
  • Zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı beyaz sarap sirkesi
  • Parmesan Peyniri

Yıkadıktan sonra yağı seyreltmemesi için iyice kuruttuğumuz meskülen ile diğer tüm malzemeleri bir araya getirip, zeytinyağı ve sirke ile harmanlayıp parmesanla süsleyip, keyifle her tanenin tadına vararak bu kombinasyonun damağınızda yarattığı şaşkınlıkla yemekten başka bir şey yapmanıza gerek yok.

İnsan kendi kafasında, mevzusu yemek olan insanlarla bir araya gelince sohbete doyamıyor. Biz salatamızı yaptık, Serkan Bozkurt ise Karaca’nın yeni İstanbul serisi tabaklarında sunduğu ana yemek ve tatlı ile damağımızdaki zeytinyağ tadını pekiştirdi.

Ayva yatağında karamelize soğanlı vişne soslu bonfilet

Zeytinyağ ile hazırlanmış frambuaz soslu misket limonlu krem

Chef’s Table’daki ceviz masanın yeri ayrı işte bende, en başta bahsettiğim hayalim gibi nedense. 18 kişi olmasak bile Lezzetli Bol Tijen, Özge'nin Oltası Özge, Dokuzuncu Bulut Aslı ve Yüksek Lezzetler Hidayet ile renklenen, Nazlıgül Ünal ve Aslıhan Yıldırım’ın emekleri olan yağ ile lezzetlenen, Serkan Bozkurt’un gurme dehası ile pekişen günden bir kenare not edilen püf noktaların, damakta kalan enfes tatların yanında bir tebessüm ile ayrılmak...

Hayat tadına varınca, tadı damağında anılarla kalınca güzel,insan daha ne ister...

Muhabbeti, kahkahası bol afiyette günler dilerim.

Not: Kelimeleri bir araya getiremeyecek, getirdiğimde de yanlış sıralayabilecek kadar yoğun günler geçirdim. Artık en azından kafamı dinlemek için bloguma dönmem gerektiğinin farkındayım. Yokluğumu farkedip de soranlara teşekkür etmeliyim, onların zoruyla/desteğiyle klavyemin başına geçtim, yoksa bu aralar cümle kuramayacak kadar tembelim... Kendimi motive etmek için yazıyorum buraya, bir haftaya kalmaz size yeni bir acı ile bulduğum, son günlerdeki gözdem turuncu tenceremi anlatacağım...

5 yorum:

  1. bu kadar mı güzel anlatılır zeytinyağı. mutlaka deneyeceğim. gönlüne sağlık. sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel anlatmışsın, büyük bir keyifle okudum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Kalemine mi sağlık desem, yüreğine mi sağlık desem:)
    Bence hepsine birden sağlık:))
    Nefis bir yazı olmuş Özge:)

    YanıtlaSil
  4. Tariflerin ve samimi guzel yazilarini cok begendim Ozge hanim tebrik ederim.SEVGİLER

    YanıtlaSil
  5. Merhaba,
    Bloğunuz gerçekten çok güzel, zaten ödül alarak da bu güzellik tescillenmiş :)
    Arkadaşlarımızla tariflerimizi paylaştığımız bir sitemiz var, ziyaret ederseniz çok sevinirim :9
    http://yemekveyemek.net/index.php/pasta/191-kolay-baton-pasta-tarifi

    YanıtlaSil

"Sütüme, Sarelleme Karışma!"yı ziyaret ettiğiniz ve yorum bıraktığınız için teşekkürler! Hesabınız yoksa lütfen adınızı yazmayı unutmayın. Soru ve yorumlarınızı cevaplarken "Adsız" olarak hitap etmek istemem.
Teşekkürler!