26 Ocak 2012 Perşembe

Şifalı bir meyve daha, avokado...

Hastalandığımda ilaç almaktan hoşlanmadığım için hasta olmamak için daha çok çaba sarfederim. Sebze, meyve ağırlıklı beslenirim; elimden geldiğince balığa soframda yer veririm; alternatif tıp olarak adlandırılan ama büyüklerden kalma “koca-karı” ilaçlarını tercih ederim. Siyah çay içmem, kış çayı adını verdiğim karışımı her geçen gün biraz daha farklılaştırarak içerim, öğünlerime olabildiğince dikkat ederim.

Kendime bakmak için denediklerimden oluşan listem her geçen gün uzar gider. “Can boğazdan gelir” diye boşuna dememiş işte atalarımız, var elbet bir bildikleri... İnsan sağlık derdinde olup da mevzusu yemek olunca araştırmadan denemeden edemiyor tabi. Mesela avokado! Eskiden çok lüks bir meyve idi, hala pahalı evet ama ülkemizde yetiştiriliyor, ağaçlar artık meyve dolup taşıyor. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünün 2008 yılı verilerine göre 20,000 i aşkın ağacımız, 550 tonun üzerinde üretimimiz var. Her ne kadar dünya üretimi 4.1 milyon tona yaklaşsa da, kendimize yetecek kadar da olsa bir payımız, çorbada bizim de tuzumuz var.

Basitçe bir arama ile avokadonun kansere karşı koruyucu, hücreleri küçültücü – parçalayıcı etkisi olduğunu, katarakt gibi önemli göz hastalığına karşı etkili olduğunu sizlerde bulabilirsiniz. Hatta 1 hafta boyunca avokado tüketimi sonucunda kolestrolün 17% düşüş gösterdiği bir araştırmaya bile erişebilirsiniz. Manavınıza bile sorup içerdiği yağlar ve vitamin-mineraller sebebiyle kalp dostu olduğunu öğrenebilirsiniz. Ama içerdiği A, C, E and K vitaminleri sebebiyle ciltte yaratacağı parıltıyı biz kadınlar bence göz ardı etmemeliyiz.

Faydaları saymakla bitmez bir meyve daha, peki ben nasıl bir başlangıç yaptım onunla?

Avokadolu bandırmalık (dip sos) için malzemelerimiz;

  • 1 adet olgun avokado
  • ½ limon suyu
  • 2 yemek kaşığı zeytin yağı
  • Tuz – Karabiber

Avokadolar olgun değilse bir kaç gün kese kağıdında kalorifere yakın bir yerde muhafaza ederek, olgunlaşmalarına izin verin. Her market rafında ve manavda taş gibi avokadolar olsa da, makbulü olgunudur, unutmayın. Olgun avokadoyu ikiye kesin ve bir kaşık yardımı ile içini çıkarın. Ne kadar basit – ve eğlenceli – olduğuna siz bile şaşıracaksınız.

Bir kaseye koyduğunuz avokadoyu, limon, zeytinyağı ve baharat ile iyice karıştırarak bir çatal yardımıyla iyice ezin.

Püre haline gelen avokadoyu kızarmış ekmek dilimleri, krakerler veya cips ile servis edebilirsiniz. Yani bakmayın siz meyve olduğuna biraz ekşi, biraz tuz, hele ki az zeytinyağı pek yakışıyor kendisine...

Ayrıca biraz daha limon suyu ekleyerek sulandırabilir ve salatalarınızla harmanlayıp salata sosu olarak da kullanabilirsiniz.

Sevgili ablamın bir sabah kahvaltısında aklıma düşürdüğü bu tarife başlangıç diyorum, yiyerek-sürerek-içerek güzelleşilecek tariflerin devamını getirmeyi planlıyorum. Siz de bu arada fazla fazla avokado satın aldıysanız, güzelim tropik meyveye ısı şoku yaratmamak adına buzdolabının dışında, mümkünse kese kağıdından muhafaza etmeyi unutmayın.

Afiyet olsun, sağlık olsun...

11 yorum:

cafenoHut dedi ki...

Biz de şu sıralar acayip takmış durumdayız avokadoya... O yaptığın sosun içine bazen yoğurt da ekliyorum ben öyle de güzel oluyor.

Bazen de köy ekmeğini güzelce kızartıp üstüne zeytin yap gezdiriyorum, üstüne bir dilim Pınar'ın chedar peynirinden koyup onun üstüne de ince ince dildiğim avokadoları diziyorum, sonra tuz karabiber, birazcık daha zeytinyağı. Tam atıştırmalık oluyor, Bizi sabah akşam yesey sıkılmayız yani:))

Leylak Dalı dedi ki...

Balla karıştırmayı denediniz mi? Muhteşem oluyor. Küçük ekmek dilimlerine sürüp kanepe gibi ikram ediyorum misafire, bazen üstüne ince bir dilim de kivi ekleyerek.
Elinize sağlık...

Adsız dedi ki...

Hiç kullanmadığım bu meyve sayenizde bu gün evime girecek tşk:))

TATESAL dedi ki...

bende dün yayınlamıştım aynı salatayı...yaptım yedik ama gönülsüz,sevemedik bir türlü...

Hande dedi ki...

Emeğinize sağlık, siteniz bir harika..Annem de kolon kanseri geçirdi, epey diyet konusunda bilinçlendik bu sayede..Avokado eskiden sadece merak edip aldığımız bir meyveden ileri geçememişti ama gerçekten çok faydalıymışş.Tabi cipsle tüketildiğinde ne kadar fayda sağlar orasını bilemem..:))

Fatma dedi ki...

Ben avakadoyu yeşil bir salatanın içine doğruyorum zeytin yağlı limonlu nefis oluyor, bunu da denemek lazım:)

Esra Atesakin dedi ki...

çekirdeğini sakın atmayın. Bir saksıya dikin bir kaç ay içinde filiz vermeye başlıyor. Benim avakado ağacım 4 yaşında. Henüz meyve vermedi ama , görüntüsü, yapraklarının güzelliği bile yetiyor bana:)))

Tijen dedi ki...

Avokadosuz günüm geçmiyor ki! Bizde mutlaka bulunur avokado. Hem de öyle bir tane iki tane değil, 3-4 tane en azından olmalı. Neyse ki Antalya'da pek bol. Afiyetle yiyoruz!

ANNEMİNELİ dedi ki...

Merhabalar; benim fazla kullanmadığım bir meyve, ama yüzüme sürüyorum, sevgilerrrrr...

Adsız dedi ki...

Merhaba, benim Japonya'daki Türk ve yabancı arkadaşlarım arasında en sevilen tarifim (tabiki türk yemeklerinin yanısıra) avakado salatası. Hazırladığınız salatadan sadece bir malzeme değişik :) tavsiye ederim gerçekten çok lezzetli oluyor.
Ben sarımsakı tuz ile dövüp daha sonra limon ile karıştırıyorum. en son da çatalla ezdiğim avakadonun içine katıp iyice karıştırıyorum. sarımsak ve limonu bir arada seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim :)
Japonya'dan sevgiler,
Gökşin

3kişilikDünyam dedi ki...

Bende avokadayo geç keşfedenlerdenim. Ama ben sos olarak değil, direk yiyorum. Bayılıyorum tadına ve kokusuna.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...